Nedir bu marka sevdamız?


Yazan: Turan Farajova

Tarihi ticaret tarihi kadar eskiye dayanan markanın temelinin, toplumların ticarete başladığı dönemlerde, şahıslarına/kurumlarına ait ürünlerin diğer şahıslara/kurumlara ait ürünlerden ayırt edilmesi için markaya ihtiyaç duymaları ile  atıldığı bilinir. Modern anlamda marka ise, 19.yy’ın sonlarında ortaya çıkmıştır ve pazarlama stratejisi olarak kullanımı 1950’li yıllara dayanır.

Marka; firmalara ya da şahıslara ait ürün ve hizmetlerin birbirinden ayrılması amacıyla ortaya çıkmışken, günümüzde her sektörde markaya öncelik vermemizle birlikte kalite algısı, tercih edilme sebebi olarak evrilmiştir. Markaları artık birbirinden ayırt etmekte kullanmakla kalmayıp, tanınmış, bilinen markaların kaliteli olduğu algısını  da taşıyoruz. Peki neden? Neden Chanel’in, Dior’un, Apple’ın, Mercedes’in, Adidas’ın sektördeki rakiplerine göre daha kaliteli ve tercih edilebilir olduğunu düşünüyoruz? Modada marka tercihlerimizin sebeplerine  ve bu soruların cevabının bulunması için yapılmış bazı araştırmalar vardır.

Bu araştırmalardan biri İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği İTKİB’in Türkiye’de tüketicilerin modada marka eğilimlerine ilişkin, 18-24,25-34 ve 35-49 yaş arası çalışan/çalışmayan kadın ve erkekler üzerinde yaptığı Turquality Projesi Tüketici Alışkanlıkları Pazar Araştırması’dır.  İTKİB’in  yaptığı bu çalışmasında varılan sonuçlara göre;

  • Tüketicilerin marka anlayışları, kalite, güven ve tasarımdan oluşuyor ve bu kriterlere sahip olduğu için, marka ürünleri tercih ediyorlar,
  • Markalar, müşteri portföylerini kaybetmemek ve yeni müşteriler kazanmak amacıyla kalitesinden ödün vermeyi göze alamaz. Kaliteli üründen kasıt ise, tüketicilerin verdikleri cevapların %79’una göre, dayanıklı ve çabuk yıpranmayan ürünler olmasıdır. Bu nedenle, marka ürünler olmayanlara nazaran daha kaliteli ve garantili olur,
  • Ürünün kalitesinin yanı sıra, marka ürünlerin tercih edilmesindeki bir diğer sebep ise, tasarım konusunda markalı ürünlerin daha başarılı olduğu algısıdır. Çünkü markalar, rekabet edebilmek için sürekli yeni tasarımlar üretmek zorundadırlar,
  • Marka firmalar, satış sırasında ve sonrasında verdikleri hizmetle marka olmayanlara nazaran daha başarılı bulunurlar.

İstanbul Ticaret Odası tarafından yapılan bir diğer tüketici araştırmasına göre ise, satın alınan markanın ülkesi yani menşei yaklaşık %75, satın alınan markanın tanınmış olması %91.5, alınan markanın kullanım süresinin uzun olması %93.5, firmaların sunduğu garanti süreleri ve şartları %94.75 ve marka isminin Türkçe olmasının etkisi ise %72 olarak tespit edilmiştir.

Her iki araştırmada da görüyoruz ki, markaları bize sundukları garanti süresi, kalite ve hizmet dolayısıyla tercih etmekteyiz. Marka olmayan ya da tanınmış marka olmayan ürünler tüketiciye güven algısı vermiyor ve kaliteli olduğu düşünülmüyor. Bu nedenle firmaların rekabet ve tercih edilebilirlik düzeyleri açısından markaya ve tanıtıma gereken yatırımları yapmaları gerekiyor.

RSS abonesi olun
Etkinliklerimizden haberdar olun
YouTube kanalımıza abone olun
Pinterest\\\
fb-share-icon
LinkedIn\\\
Share
Instagram\\\
Bizi Telegram kanalımızdan izleyin