2011’in, 11 tüketici trendi


Yazan: Güventürk Görgülü

Yılın son günlerinde, artık gelenek olduğu üzere sıra, bir sonraki yılın tüketici trendlerinden söz etmeye geliyor. Yazılarımızı izleyenlerin yakından tanıdığı uluslararası trend izleme organizasyonu Trendwatching’in 2011 Tüketici Trendleri Raporu’na kısaca bir göz atıp önümüzdeki yıl bizi nelerin beklediğini görelim isterseniz…

Beklenmedik anda yapılan jestler: Tüketicilerin gönlünde taht kurmak isteyen markalar, hiç beklemedikleri anda müşterilerine küçük jestler yaparak onların gönlünü kazanmaya çalışacaklar. Kısaca R.A.K. (Random Acts of Kindness) olarak adlandırılan bu yöntemin kulaktan kulağa pazarlama için de iyi bir başlangıç olduğunu hemen hatırlatalım. Hollanda Havayolları KLM’in 2010’da oluşturduğu “Sürpriz timi” müşterileri için hazırladığı küçük hediyeler ve sürprizlerle bu trende iyi bir örnek oluşturuyor.

Şehirleşme: Bu, geçen yıllarda da sözünü ettiğimiz, neredeyse en büyük küresel trendlerden biri. Bugün dünya nüfusunun yarısını oluşturan üç milyar kişi kentlerde yaşıyor, dünyanın her noktasında her gün 180 bin kişi, yılda 50 milyon kişi şehirlere taşınıyor. Bu durum insanları geleneksel değerlerden ve yaşam biçiminden hızla uzaklaştırıyor. Dünyanın en büyük 100 kenti, dünya ekonomisinin yüzde 30’unu oluşturuyor. Kısaca ürünler, hizmetler, deneyimler ve kampanyalar daha deneyimli ve rafine hale gelen bu kentli tüketici için tasarlanmalı.

Fiyat curcunası: Tüketiciler her zaman kendilerine özel teklifleri, fırsatları, indirimleri izlemeye devam edecekler. Bunun için de gelişen teknoloji, mobil araçlar ve sosyal ortamlar daha fazla kullanılacak. Markalar iş modellerini ve fiyat stratejilerini, ortaya çıkan yenilikçi tüketici davranışları doğrultusunda şekillendirmeye devam edecekler. Bu yenilikler, daha önce de sözünü ettiğimiz; talebi bir araya getiren grup alımlarından, klasik kulüp mantığıyla çalışan üye indirimlerinden, kısa süreli indirimlerden, yerel indirimlerden ve havayolu şirketlerinin ucuz bilet satışı gibi dinamik fiyatlama yöntemlerinden oluşuyor.

Çinliler için üretim: Eğer Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin’den oluşan BRIC ülkelerinden değilseniz -bizim durumumuz biraz belirsiz, biliyorsunuz bu grubun sonuna Türkiye’yi de katanlar var- Çin ve diğer yükselen ekonomilerin tüketicilerine özel ürünler ve markalar geliştirmek, önümüzdeki yılın trendlerinden biri olacak gibi görünüyor. Zira Çin’de toplam perakende satışlar yılda yüzde 18,7 büyüyor ve 2016’da ABD’yi geçerek 5 trilyon dolara ulaşması bekleniyor.

Online statü sembolleri: Online ortamın yükselişine bağlı olarak online statü sembollerinin yükselişi de sürecek. Flickr veya bloglar gibi insanların üretimlerini başkalarıyla paylaştıkları ortamlar her zaman gözde olacak. Markalar için de müşterilerine popülaritenin ve yaratıcılığın sergilenmesine olanak veren araçlar sağlamak önem kazanacak.

Sağlıklı kalmak: Bazı tüketiciler için sağlıklı kalmalarına yardımcı olacak ve yaşam kalitelerini artıracak ürün ve hizmetler en yeni ve parlak statü sembolleri arasında yer alıyor. Amerikalı tüketicilerin yüzde 73’ü fit olmayı kendini iyi hissetmenin ön koşulu sayıyor. Dünyada 500 milyon civarında insan 2015’te mobil sağlık uygulamalarından yararlanmayı bekliyor. Belli başlı yazılım mağazalarında halen 17 bin civarında sağlık uygulaması bulunuyor ve bu uygulamaların yüzde 57’si sağlık çalışanlarını değil son tüketiciyi hedefliyor.

Tüketim etkileşimi: Tüketim konusunda kişiden kişiye etkileşim ve elbette buna bağlı olarak kulaktan kulağa pazarlama önümüzdeki yıl ağırlığını daha da artıracak. Benzer tüketim eğilimleri ve ilgili alanları olan tüketicilerin bir araya geldiği siteler ya da sosyal ağ noktalarına daha fazla rastlayacağız. Mailler ve sosyal ağlar yardımıyla kişisel tavsiyeler ve görüş açıklamaları daha da önem kazanacak, kısaca tüketiciler markalar hakkında daha da fazla konuşacak.

Cömertliğin yükselişi: :Özellikle yükselen ekonomilerde tüketiciler yardımlaşma, sosyal sorumluluk gibi konulara giderek daha fazla önem vermeye başlıyor. Dünyadaki tüketicilerin yüzde 86’sı firmaların, toplumun ilgi alanlarıyla kendi ilgi alanlarına eşit derecede önem vermeleri gerektiğini düşünüyor. Dünyadaki tüketicilerin yüzde 62’si, Hintlilerin yüzde 78’i, Çinlilerin yüzde 77’si, Brezilyalıların yüzde 80’i toplumsal bir amaçla dayanışma gösteren markaları tercih ettiğini söylüyor. Bu ülkelerdeki tüketicilerin yaklaşık yüzde 80’i markalardan kârlarının bir bölümünü toplumsal bir projeye bağışlamasını bekliyor.

Planlanmış spontanlık: Tüm seçeneklerin online ve mobil ortamda toplandığı kent yaşamında tüketiciler her an her şeye hazır durumda. Kendiliğinden gelişen olaylara, etkinliklere planlanmış bir katılım bu trendin ana tetikleyicisi. Aile bireyleriyle, tanıdıklarla, arkadaşlarla veya yabancılarla çeşitli organizasyonlar veya etkinliklerde bir araya gelmeyi sağlayacak online ve mobil uygulamaların ve araçların önemi artacak. Facebook, Twitter, Google gibi mevcut hizmet sağlayıcıların bu konudaki yerel hizmetleri artacağı gibi yeni hizmet sağlayıcılar da ortaya çıkacak.

Üstün yeşil ürünler: Tüketiciler, şirketler ve devletler önümüzdeki yıllarda sürdürülebilir ekolojik ürün ve hizmetlerin, yani yeşil tüketim”in daha fazla ağırlık kazanmasını bekliyor. Ancak önümüzdeki dönem yalnız çevre dostu ürünlerin değil, “Üstün nitelikli yeşil ürünler”in ağırlık kazandığı dönem olacak. Üstün yeşil ürünler, çevre dostu olmanın yanında, üstün bir işlevselliğin, üstün bir tasarımın ve üstün bir tasarrufun bileşimi olacak. Zira tüketiciler halen, yeşil ürünleri söyledikleri kadar da tercih etmiyorlar. Örneğin tüketicilerin yüzde 40’ı “yeşil ürünleri tercih edeceğini söylüyor, ama gerçekte ancak yüzde 4’ü seçenek sunulduğunda bu tür ürünleri satın alıyor. Tüketicilerin yüzde 58’i çevre dostu ürünlerin çok pahalı olduğunu, yüzde 33’ü ise yeterince işlevsel olmadığını düşünüyor. Önümüzdeki yıl ve yıllarda markaların bu yargıları kırmak için ürün geliştirmeleri bekleniyor.

Daha az sahiplik: Bazı tüketiciler, bir şeye erişmeyi, sahip olmaya tercih etmeye başladılar. Sahip olmanın maliyeti ve yükü bazılarına ağır gelmeye başladı. Kiralamak, ihtiyacı olduğunda kullanmak, paylaşmak gibi kavramlar bu tür tüketiciler için önem kazandı. Kişilerin birbirine araba kiraladığı Zipcar gibi servisler, yerel yönetimlerin de desteklediği otomobil paylaşım programları ve bazı lüks deneyimlere kiralama yoluyla erişim giderek yaygınlık kazanıyor.

Önümüzdeki yıllarda bizi nelerin beklediği konusuna devam edeceğiz.

Herkese sağlıklı, mutlu ve başarılarla dolu bir yeni yıl dileriz.

RSS abonesi olun
Etkinliklerimizden haberdar olun
YouTube kanalımıza abone olun
Pinterest\\\
fb-share-icon
LinkedIn\\\
Share
Instagram\\\
Bizi Telegram kanalımızdan izleyin