Başlıklarda 2 sayı kullanın
Beynimiz sayılara göre yapılandırılmıştır, bu da insanların neden liste içeriklerini bu kadar sevdiğini açıklar. Sayılar, içeriğin sindirilmesini kolaylaştırır ve beyni bu içeriğin daha verimli tüketilebileceğine inandırır. Hedef kitlenizin beyni listeleri birer “kopya kağıdı” gibi görerek, hızlıca tarayıp gerekli bilgiyi alma eğilimindedir.
Sayılar aynı zamanda kaosu düzene sokar. İçerik tüketicilerinin ulaşacakları bir hedef olduğunu fark etmelerini sağlar ve hedefe ulaştıklarında dopamin salgılamalarına neden olur. Bu etkiyi ikiye katlamak için başlıkta iki sayı kullanın. İlk sayı okuyucuyu içeriğe davet ederken, ikinci sayı “Neden ilgilenmeliyim?” sorusunun yanıtını verir. Neil Patel’in şu örneği buna güzel bir örnektir: 2025’te pazarlamacılar paralarını nasıl harcıyor? (11.093 pazarlamacıya sorduk)
İlk sayı — 2025 — içeriğin güncel olduğunu vurgular.
İkinci sayı — 11.093 — ilgiyi artırır ve fikirlerin değeri konusundaki şüpheleri ortadan kaldırır; çünkü bu sayının, katkı sağlayan kişi sayısını temsil ettiğini gösterir.
İpucu: tek ve çift sayıların arkasındaki psikolojiyi anlayın.
Çift sayılar daha dostça görünür ve bir şeyin eksik olduğu izlenimini verir, bu da beyni “eksik olan şeyin” ne olduğunu bulmaya teşvik eder. Tek sayılar ise daha düşündürücüdür: “11.093 kişi mi? Neden bu kadar garip bir sayı seçilmiş?”
Faydalı sıfatlar ekleyin
Başlıklarda ve alt başlıklarda kullanılan faydalı sıfatlar, içeriğin neden dikkate değer olduğunu açıklar. Yazarlar sıkça şu tarz fayda odaklı sıfatlara başvurur: yeni, ücretsiz, eşsiz, hızlı, özel, ekonomik vb. Ancak işin püf noktası şudur: Okuyucular bu fayda kelimelerini o kadar sık görür ki, artık şu tepkiyi verirler: “Evet, tabii ki… Herkes öyle diyor zaten.”
İşte bu nöro-yazım tekniği tam da bu doygunluk itirazını aşmayı hedefler: Başlıklarda nadiren birlikte kullanılan iki faydalı sıfatı bir arada kullanın. Her iki sıfatın da bir isme bağlı olduğundan ve okuyucunun duygularına hitap ettiğinden emin olun. Örnekler:
Pasif gelir kazanmak için pratik ve lafı dolandırmayan bir rehber
Bireysel satış temsilcileri için en iyi ve ücretsiz iş planı şablonu
Ucuza ve zekice hazırlanmış en harika sınıf ortamı için 35 yöntem
Sorular sorun
Kitlenizi çekmek ve büyütmek için 10 psikolojik ilke
İnsanlar içeriği genelde göz gezdirerek değerli olup olmadığını anlamaya çalıştığı için, alt başlıklara özel dikkat gösterin. Alt başlıkları soru sormak için kullanın.
Ben bunu kendi web sitemde şöyle yapıyorum: “Blogunuz veya pazarlama içerikleriniz için bir yazar mı arıyorsunuz?” Bir sonraki alt başlık ise yanıtı veriyor: “Size nasıl yardımcı olabilirim?” (Yazım hizmeti tanıtan bir web sayfası kırmızı başlıklarla dikkat çekiyor.)
Sorular, beynin başkalarının ne bildiğini, ne istediğini ve ne hissettiğini varsayma mekanizmasını( sosyal içgüdüyü)tetikler. Sorular, okuyucunun içerikten ne öğreneceğini netleştirir. Merak uyandırabilir, okuyucunun cevabı öğrenme isteğini tetikleyebilir. Ayrıca FOMO (bir şeyi kaçırma korkusu) duygusuna da hitap edebilir. Okuyucular, önemli bir şeyi kaçırmadıklarından emin olmak için okumaya devam ederler.
İPUCU: Soruları yalnızca başlıklarda kullanmakla yetinmeyin. İçeriğinizin geneline uygun biçimde yerleştirilmiş sorular, okuyucunun dikkatini çekmeye ve ilgisini canlı tutmaya yardımcı olur.
Başlıkları alıntı gibi biçimlendirin
Alıntıları başlık ve alt başlık olarak kullanın. Metnin içinden bir cümleyi alabilir ya da bağlama uygunsa sektör uzmanlarının sözlerine yer verebilirsiniz. Peki bu taktik neden işe yarıyor? Tırnak işaretleri; deneyim, uzmanlık, otorite ve güvenilirlik gibi unsurları çağrıştırır. (Google’ın EEAT: deneyim, uzmanlık, otorite ve güvenilirlik (yönergelerinde vurguladığı nitelikler.)) Bu da hem okuyucular hem de Google kalite değerlendirme uzmanları tarafından takdir edilir. Bu nöro-yazım tekniği; vaka analizleri, basın bültenleri ve blog yazıları gibi içerik türlerinde başlıklarla birlikte etkili şekilde kullanılabilir.
İlgili: okuyucular ve işletmeniz için etkili başlıklar nasıl oluşturulur
Örnekler:
‘Bu 10 teklif yazılımını ben Denedim, siz uğraşmayın diye’
‘Kendine güven ve acele etme’ — Maria Meireles
‘Blog yazılarımızı planlarken kullandığımız tek sayfalık belge’ [PODCAST]
Stil notu: AP Style (associated press stil kılavuzu), başlıklarda tek tırnak işareti kullanır.
Essayshark blogunda ise başarılı bir şekilde uyguladı. Makalenin başlığı: ‘Ben bir deneme yazarıyım ve ChatGPT kullandığınızı anlarım adlı başlık, yazarın yapay zekâ ile üretilmiş içerikleri nasıl tanıdığına dair uzman görüşü sunacağını vurgulayan bir alıntı niteliği taşır.
Makalenin ilerleyen bölümlerinde, iki nöro tekniği bir arada kullanılıyor: Alıntı–soru formatı.
“Makalem neden yapay zekâ tarafından yazılmış gibi algılanıyor?” sorusu bu formatın bir örneğidir. Burada alıntı okuyucunun kendisinden gelir ve bu da okuyucunun okumaya devam etmesini sağlar.
Sokratik yöntemi kullanın
Adından da anlaşılacağı üzere bu konuşma tekniği, Antik Yunan filozofu Sokrates’e aittir. Sokrates, öğrencileriyle iletişime geçmek ve onları düşünmeye teşvik etmek için bu yöntemi kullanırdı.
İçerik yazımında, bu yöntemi giriş paragraflarında kullanarak okuyucuyu metne çekebilirsiniz. Örneğin, Barbara Sturm bunu Smart Blogger’daki yazısında şu şekilde yaptı: “Editör olmak mı istiyorsunuz? Yeni kariyer yolculuğunuzu nasıl planlayacağınızı mı merak ediyorsunuz?”
Başlık şu şekildeydi: Editör nasıl olunur: yeni başlayanlar için ücretsiz rehber (2024)
Ve girişte şu sorular yer alıyordu: “Editör nasıl olunur diye mi düşünüyorsunuz?” “Yeni kariyer planınızı nasıl çizeceğinizi bilmiyor musunuz?” İdeal olan, üç soru sormaktır; çünkü beyin üçlü yapıları (sayı, renk, yazı tipi, ifade vb.) en iyi şekilde kavrar. Üçten fazlası dikkati dağıtır ve bilginin hatırlanmasını zorlaştırır.
Muhtemelen yazımda “üç sayı kuralı”nı duymuşsunuzdur. Amy de la Force, Profesör Dominic Cheetham’ın araştırmasına atıf yaparak bunu şöyle açıklar: “İkna edici yazımda tekrar çok önemlidir ( özellikle de üç rakamı.)“
Yalnızca üç soru sormakla sınırlı kalmayın; Sokratik yöntemin modern bir versiyonunu da deneyin: Okuyucunun katılacağı üç kısa ifade yazın. Okuyucu bilinçaltında bu ifadelere başıyla onay verir gibi hissedecek ve sizin onu anladığınıza inanacaktır. Böylece çözüm sunabileceğinizi düşünecektir.
Güçlü ve duyusal sözcüklerle yazın
Smart Blogger’a göre: “güçlü kelimeler; pozitif ya da negatif duygusal tepkiyi tetikleyen, ikna edici ve betimleyici kelimelerdir. Korkmamıza, cesaret bulmamıza, heyecanlanmamıza, öfkelenmemize, açgözlü hissetmemize, güvende ya da merak içinde olmamıza neden olabilirler.” Güçlü kelimeler, kitlenizi sizin belirlediğiniz yöne yönlendirir. Eylem fiilleri ve betimleyici sıfatlar, içeriğinize hareket ve netlik kazandırır.
İçerik pazarlama enstitüsü’nün danışmanlık hizmetleri sayfası buna güzel bir örnek sunar: Sayfada birçok güçlü ifade yer alır: “hadi kuralım”, “birlikte çözelim”, “şöyle toparlayalım”. Her madde aktif bir fiille başlar: tasarla, uygula, yönlendir, eğit.
Ayrıca duyusal detaylar da önemlidir; çünkü okuyucunun beş fiziksel duyusuna hitap eder: Görme, işitme, tatma, dokunma, koklama… Bu detaylar mesajınızı daha somut hale getirir.
Başlıklarda duyusal unsurları şu şekilde kullanabilirsiniz:
Sıradan bilgileri etkileyici bir eğitim içeriğine dönüştürmenin 5 ipucu
İçeriğinizde klişe stok fotoğraflardan nasıl kaçınırsınız?
Kendi planınızı yazmanız için 12 uzman onaylı iş planı örneği
Peki duyusal kelimeler neden bu kadar etkili? Çünkü insan beyni bu kelimeleri farklı şekilde işler. Duyusal kelimeler beynin somatosensör korteksini aktive eder; bu da onların daha hızlı ve etkili bir biçimde tanınmasını sağlar. Duyusal olmayan kelimeler metin olarak işlenirken, duyusal kelimeler sahneye dönüşür.
Yani kelimelerinizle sahneler kurduğunuzda, okuyucunuz bu deneyimi sanki kendisi yaşıyormuş gibi hisseder. Bu da sizi sıradan içeriklerin gri denizinden ayırır ve okuyucuda harekete geçme isteği uyandırır.
Negatif dili göz ardı etmeyin
“FOMO” (kaçırma korkusu) kavramı fazla kullanılmış olabilir, ancak hissettirdiği duygu hâlâ çok güçlüdür. Korku, insanları harekete geçiren etkili bir motivasyondur. Bu nedenle ikna edici içerikte sizin de müttefikiniz olabilir.
Başlık ve giriş paragraflarında negatif dil kullanın. Örneğin CMI’nin şu başlığı: “Bu kelimeleri ve ifadeleri iletişiminizden hemen çıkarın (A’dan Y’ye rehber): “yasakla” ve “hemen” gibi kelimeler, okuyucunun yanlış ya da bilgisiz gibi görünme korkusunu tetikler.
İnsanlar “zararlı”, “çöküş”, “sıkışmış”, “hileli”, “başarısız”, “yasak” ve “asla” gibi kelimeleri okuduğunda, bilinçli olmasa bile kendini rahatsız hisseder ve endişelenir.
İşte üç farklı korku temasına dayalı negatif başlık örnekleri:
İşte bu yüzden blog’unuz asla başarılı olamayacak (başarısızlık korkusu)
Konferanslarda nasıl ağ kurarsınız? sosyal değilseniz bile (reddedilme korkusu)
İçeriğinize zarar mı veriyorsunuz? bu 11 hataya dikkat! (yetersizlik korkusu)
Beyninizi kullanarak onlara ulaşın
Nöro-yazım, ikna edici ve beyin dostu içerikler oluşturmak için dil kalıplarını bilinçli şekilde kullanır.
İnsan psikolojisini merkeze alarak yazdığınızda, okuyucularınızın ilgisini çeker, güvenini kazanır ve onların sizin içeriğinizi (hatta markanızı) tercih etmelerini sağlarsınız.
Kaynak: https://contentmarketinginstitute.com