2025’te içerik pazarlamasını şekillendiren 5 önemli görsel hikaye anlatımı trendi

Bir zamanlar yüksek prodüksiyonlu görseller profesyonellik göstergesiyken, günümüzde tüketiciler düzenlenmemiş görüntüler ve anlık, gerçekliği yansıtan görsel öğeler arıyor.

Bu değişim, iki pazarlama trendini besliyor:

Çalışan tarafından oluşturulan içerik: Markalar, kontrolü çalışanlara vererek samimi, sahne arkası, doğal ve ilişkilendirilebilir anları yakalıyor.
Topluluk odaklı pazarlama: Gerçek insanlar ve günlük deneyimler öncelik kazanıyor. Bu da topluluk oluşturmayı ve kullanıcı içeriklerini teşvik etmeyi kolaylaştırıyor.

Bu tasarım ve pazarlama eğilimleri aynı zamanda görsel hikaye anlatımında özgünlük talebinin arttığını da yansıtıyor:

Eskizler ve izler: Bulaşıklar, pürüzlü dokular ve el çizimi unsurlar markalaşmada özgün kusurluluğu vurguluyor.
El yazısı ve bulanık yazı tipleri: El yazısını andıran ve hafif bozulmuş tipografi, insani bir dokunuş katıyor.
İşlenmemiş, ham video: Lo-fi ve senaryosuz görüntüler, parlatılmış reklam kampanyalarının önüne geçiyor.

Örnekler

Ukraynalı küçük bir moda markası olan bibliotheque nationale, cilalı bir kampanya yerine ham, gerçek zamanlı görsel hikâye anlatımını tercih etti. Yüksek prodüksiyonlu bir lansman yerine, öğle saatlerinde butiğin soyunma odasından Instagram Live yayını yaptı. Bu filtresiz yaklaşım; arka plan gürültüsü, ayarsız aydınlatma gibi kusurları kucakladı. Görüntüleri düzenlemek yerine, modelin yeni bir kombinle dönmesini bekleyen izleyiciyi de dahil ederek her anı olduğu gibi paylaştı.

Bir diğer etkileyici özgün içerik pazarlama örneği ise Sisters and Seekers. Görsel hikâye anlatımı, gerçek müşteri etkileşimlerine dayanıyor.

Sisters and Seekers, sohbet balonları, düzenlenmemiş telefon ekran görüntüleri ve sade beyaz arka plan gibi unsurlarla sohbetin merkezde olduğu rahat bir tarz benimsiyor. Fotoğrafların üzerine doğrudan el yazısıyla notlar eklemek, filtresiz ve samimi bir estetik yaratıyor. Bu sade yaklaşım, içeriği daha içten, ilişkilendirilebilir ve topluluk temelli kılarak, özgünlüğün etkili olması için süslemeye ihtiyaç duymadığını kanıtlıyor.

Bu görsel içerik pazarlama trendini nasıl uygulayabilirsiniz?

Topluluğunuzu( müşteriler, çalışanlar ve marka destekçilerini) içeriklerinize dahil edin.
Aşırı kurgulanmış estetikten uzaklaşarak sosyal medyada anlık ve doğal içerikler üretin.
Doğaçlama ve samimi sahne arkası videolar oluşturun.
El çizimi dokular ve DIY (kendin yap) tasarım unsurlarıyla görsel olarak özgünlüğü vurgulayın.

1990’lar ve 2000’ler estetiğine duyulan nostalji geri dönüyor

Y kuşağı (millennials) ve Z kuşağı (Gen Z), küresel harcamaların y aklaşık %40’ını oluşturuyor. Bu nedenle onların tercihleri içerik pazarlama trendlerini doğrudan şekillendiriyor. Günümüzde bu durum, Y kuşağının yarısından fazlasının 1990’lar nostaljisini, Z kuşağının ise yarısından fazlasının 2000’ler kültürünü tercih etmesiyle kendini gösteriyor.

Nostalji geçici bir ruh halinden fazlasıdır (bu bir estetik harekettir). 1990’lar ve 2000’ler nostaljisi içerik pazarlamasında iki şekilde karşımıza çıkıyor:

Geçmişe zarif göndermeler: Markalar, pikselli grafikler, retro yazı tipleri, neon renk paletleri ve ilk dönem internet estetiği gibi unsurları kullanıyor.
Tam anlamıyla saygı duruşu kampanyaları: Markalar nostaljiye tümüyle dalıyor; yalnızca görsel değil, dönemin kültürel hissiyatını da yeniden canlandırıyor.

Örnekler

Motorola’nın Paris Hilton ile gerçekleştirdiği iş birliği, bu nostaljik görsel hikâye anlatımına örnek teşkil ediyor. Marka, efsanevi Razr Pink modelini Paris Hilton’la birlikte yeniden canlandırdı. Bu lansman, 2000’lerin başına özgü ambalajlar, Paris tarafından kaydedilmiş özel duvar kâğıtları ve zil sesleri (meşhur “Hello Moto” sesinin remiksi) ile tamamlandı. Hilton’un ünlü sloganı “That’s hot” ise kapaklı telefonun üzerinde yer aldı.

Bir diğer dikkat çekici örnek ise E.l.f. Cosmetics’in “Judge Beauty” reklamı. Bu kampanya estetikten ziyade kültürel hafızaya odaklandı. Pikselli yazı tipleri veya Y2K renkleri yerine, 2000’lerin başına ait televizyon kültürüne güçlü bir şekilde bağlı olan Y kuşağını hedefleyerek güzellik kampanyasında Judge Judy’ye yer verdi.

Judge Beauty, e.l.f.’in bugüne kadarki tüm marka rekorlarını altüst ederek 105 milyardan fazla medya erişimi sağladı ve sosyal medyada adeta fırtına estirdi. Kampanya bir kültürel fenomene dönüştü ve etkili görsel hikâye anlatımı için bazen yalnızca doğru popüler kültür referansının yeterli olduğunu kanıtladı.

Bu görsel içerik pazarlama trendi nasıl uygulanır?

Vintage ilhamlı tasarım öğeleri kullanın: Pikselli grafikler, neon renkler ve retro yazı tipleriyle geçmişe gönderme yaparken sorunlu kalıplardan uzak durabilirsiniz.
Hikâye temelli görseller oluşturun: Eski medya formlarından, 1990’lar modasından ve Y2K internet kültüründen yararlanarak gerçek duygusal bağlar kurun.
Nostalji ile günümüz değerlerini dengeleyin: Eski estetikleri yeniden canlandırmak, demode içerik pazarlama alışkanlıklarını da geri getirmek anlamına gelmemeli. Tasarımlarınızı güncel, ilgili ve kapsayıcı tutun.

Hikaye anlatımını artırılmış gerçeklik (AR), sanal gerçeklik (VR) ve etkileşimli içerikle zenginleştirin

Markalar uzun süredir artırılmış gerçeklik (AR) ve sanal gerçeklik (VR) teknolojileriyle denemeler yapıyor. 2017’de Ikea Place uygulaması, kullanıcıların mobilyaları evlerinde önizlemelerine olanak tanımıştı. Snapchat ve Instagram’daki AR filtreleri ise sosyal medyayı etkileşimli marka deneyimleri için bir oyun alanına çevirmişti. Ancak bir zamanlar yenilikçi olan bu deneyimler, artık birer beklenti haline geldi.

Tüketiciler artık durağan görsellerin ötesine geçmek istiyor (ürünlerle etkileşime geçmek, keşfetmek ve satın almadan önce deneyimlemek istiyorlar.) Bu nedenle AR, VR ve oyunlaştırılmış hikâye anlatımı, içerik pazarlamanın olmazsa olmazları arasında. Markalar, izleyicileri tamamen etkileşimli dünyalara çekerek pasif izleyicileri aktif katılımcılara dönüştürüyor.

Bu hikâye anlatımı yalnızca sosyal medya ve sanal ürün tanıtım odalarıyla sınırlı değildir. ( web tasarımını da dönüştürüyor.) Çevrim içi alanları daha dinamik ve etkileyici hale getiren bazı trendler şunlardır:

UFO’lar (beklenmedik yüzen objeler): Sayfa içinde hareket eden eğlenceli unsurlar, geleneksel statik düzenlerden koparak derinlik ve akış hissi yaratıyor.
Scrolly-telling (kaydırmalı hikâye): Kullanıcılar sayfayı aşağı kaydırdıkça animasyonlar, görseller ve metinler sırayla açılıyor, böylece web siteleri bir hikâye anlatımına dönüşüyor.

Örnekler

Froot Loops ve Karen X Cheng iş birliğiyle geliştirilen Instagram AR filtresi, mısır gevreği toplama deneyimini mini bir video oyununa dönüştürdü. Retro mekaniklerden ilham alan bu filtre, her kullanımda farklı renk ve yollarla deneyimi eşsiz hale getiriyor. Üstelik,geri bildirim ile dijital eylemler fiziksel olarak da hissediliyor (örneğin kullanıcı bir halka topladığında telefon titriyor.)

Nike, bu alanda daha da ileri giderek Airphoria adını verdiği bir Fortnite VR deneyimi oluşturdu. Oyuncular, Nike markalı bir dünyayı keşfederek gizli sneaker tasarımlarını ortaya çıkarıyor ve oyun içi ödüller kazanıyor. Bu markalı etkileşim öğeleri; oyun, marka hikâyesi ve ticareti tek bir sürükleyici deneyimde birleştiriyor.

Etkileşimli hikâye anlatımı yalnızca AR ve VR ile sınırlı değildir (sosyal ticareti de yeniden şekillendiriyor.)Instagram, TikTok ve Facebook’ta yapılan canlı alışveriş yayınları, markaların tüketicilerle kurduğu ilişkiyi devrim niteliğinde değiştiriyor. Markalar, ürünleri gerçek zamanlı tanıtarak soruları yanıtlayabiliyor ve sadece yayına özel indirimlerle satın alma isteği yaratıyor.

Bu görsel içerik pazarlama trendi nasıl uygulanır?

AR destekli hikaye anlatımı kullanın: Müşterilerin ürünleri sanal olarak deneyimlemesini sağlayan AR filtreleri, 3D önizlemeler veya interaktif özellikler geliştirin.
VR ile markanıza ait sanal dünyalar yaratın: Sanal ürün tanıtım odaları, oyunlaştırılmış marka alanları veya interaktif eğitim modülleriyle kullanıcıları geleneksel reklamların ötesine taşıyın.
Alışverişi bir hikayeye dönüştürün: Instagram, TikTok veya Facebook üzerinden canlı alışveriş etkinlikleri düzenleyerek ürün tanıtımını ve hikâye anlatımını etkileşimle birleştirin.
Web sitelerini etkileşimli görsellerle zenginleştirin: hikaye anlatımı, hareketle tetiklenen grafikler ve UFO benzeri ögelerle marka hikâyenizi daha dinamik hale getirin.

Görsel olarak ikna edin

2025 yılında tüketiciler, belirsiz sürdürülebilirlik iddialarını kabul etmeyecek. “etik üretim” ve “sürdürülebilir kaynak” gibi ifadeler kulağa hoş geliyor olabilir, ancak peki ya kanıt? İnandırıcı olabilmek için markaların sürdürülebilirlik vaatlerini gerçek ve görünür eylemlerle desteklemesi gerekiyor.

İşte tam bu noktada görsel hikaye anlatımı devreye giriyor. Markalar sürdürülebilirlik çabalarını küçük puntolu açıklamalara gizlemek yerine, onları gözden kaçırılamayacak şekilde ambalajlara, reklamlara ve içerik pazarlamasına entegre ediyor. Etik kaynak kullanımıyla ilgili sahne arkası görüntülerden çevre dostu tasarım tercihlerine kadar öne çıkan markalar “anlatmak” yerine “gösteriyor”.

Sürdürülebilirlik aynı zamanda görsel hikâye anlatımı trendlerini de dönüştürüyor; markalar bu sayede çevre bilincini tasarımla daha ilgi çekici hale getiriyor.

Sürdürülebilirlik taahhüdünü görselleştirme eğilimlerinden bazıları:

Doğaya dönüş tasarımı (rewilding design): Doğal unsurlar, toprak tonları ve organik dokulara odaklanan görseller, sürdürülebilirliğe dayalı hikâyeler oluşturuyor.
Alışılmışın dışında ambalaj tasarımı: Neon pembe, elektrik mavisi gibi renklerle yaratıcı ve dokulu ambalajlar, çevre dostu ürünleri eğlenceli, cesur ve sahip olunası kılıyor. Sürdürülebilir tercihler sadece sorumluluk değil, aynı zamanda heyecan verici olmalı.

Örnekler

Patagonia, sürdürülebilir outdoor giyimde her zaman öncü olmuştur. Ancak çevre dostu materyallerini uzun uzun anlatmak yerine, görsellerini konuşturur. “The Stories We Wear” kampanyasında, gerçek müşterilerin yıllarca giyip tamir ettikleri ve tekrar kullandıkları parçaları sergileyerek markanın felsefesini pekiştiriyor: Daha az satın al, uzun süre kullan.

Lush, atıksız yaklaşımıyla tanınan bir banyo ve kozmetik markası olarak, “Get Naked” kampanyasında da aynı “anlatma, göster” felsefesini benimsedi. Ambalajsız ürünlerinin neden gezegen için daha iyi olduğunu uzun uzun açıklamak yerine, rengârenk ürünleri hiçbir ambalaj olmadan doğrudan gösterdi — kutusuz, plastik sargısız, sadece ürünün kendisi. Böylece sürdürülebilirlik, zahmetsiz bir şekilde aktarılmış oldu.

Bu görsel içerik pazarlama trendi nasıl uygulanır?

Anlatmak yerine gösterin: Sürdürülebilir materyaller, etik tedarik süreçleri veya atık azaltımına dair sahne arkası içerikler paylaşın.
Ambalajı hikâyenin bir parçası yapın: Cesur, çevre dostu tasarımlar ve dokusal unsurlar kullanarak ürünün “sahip olunası” algısını güçlendirin.
Gerçek etkiyi öne çıkarın: Karbon ayak izi azalımı ya da yeniden kullanım programları gibi konuları infografikler, hareketli grafikler veya hızlandırılmış videolarla görselleştirin.
Doğadan ilham alan tasarımları entegre edin: Organik dokular, toprak tonları ve doğaya dönüş estetiğiyle sürdürülebilirliği görsel olarak da pekiştirin.

Yapay zeka destekli görsel hikaye anlatımında insani dokunuşu kullanın

İster sevilsin ister eleştirilsin, yapay zeka ile oluşturulan içeriklerin marka hikâyesindeki rolü artık göz ardı edilemez. 2022 yılında AI deneyleri, yapay surealizm temasına yoğunlaştı. Cosmopolitan dergisinin Karen X. Cheng tarafından AI ile oluşturulan kapağı (başka bir gezegende bir astronotun pembe tonlardaki manzara üzerindeki görüntüsü) bunun en çarpıcı örneğiydi. O dönem için cesur, fütüristik ve net şekilde “makine yapımı” olan bu estetik, kaçış temalı bir deneme olarak kabul edildi.

Ancak 2025’e gelindiğinde AI görselleri daha organik ve ironik biçimde daha insansı görünmeye başladı. Yapay zekanın ilk dönemlerine özgü aşırı pürüzsüz, ürkütücü derecede mükemmel estetik geri planda kaldı. Artık mesele AI’yı tamamen kontrolü ele alacak şekilde kullanmak değil; insan yaratıcılığı ile harmanlamak ve daha özgün içerikler üretmek.

Örnekler

Coca-Cola, “Create Real Magic” kampanyasında dijital sanatçıları, Coca-Cola markasına özel varlıklarla eğitilmiş bir yapay zeka platformunu kullanarak özgün görseller üretmeye davet etti. AI süreci hızlandırırken, tasarımların özgünlüğünü sağlayan ise insan yaratıcılığıydı.

Benzer şekilde Heinz, “A.I. Ketchup” kampanyasında yapay zekanın bile Heinz’ı ketçap denilince ilk akla gelen marka olarak tanıdığı fikrinden yola çıktı. Kampanyada AI tarafından üretilmiş görseller merkezdeydi; ancak marka anlatımı ve stratejisi tamamen insan sezgileriyle şekillendi.

Bu görsel içerik pazarlama trendi nasıl uygulanır?

AI doğruluğunu organik görsel ögelerle dengeleyin: El çizimi detaylar, insan fotoğrafları ve doğal dokularla yapay zekanın mükemmelliğini yumuşatın.
AI üretimli hareketli grafiklerle insan dokunuşunu harmanlayın: Otantikliği kaybetmeden taze ve etkileyici görseller üretin.
İnsani detayları öne çıkaran tasarım trendlerine yönelin: Kalın fırça darbelerini taklit eden çizgiler, el yazısı, karalamalar ve altı çizili ifadeler gibi ufak kusurlar içeren detaylarla samimiyet katın.

Görsel hikaye anlatımının geleceğine bakış

2025’te görsel hikâye anlatımı daha derin bağlar kurmaya odaklanıyor. AI içerik üretimini hızlandırabilir, ancak özgünlük onu anlamlı kılar, etkileşim ise dikkat çekici.

Görsel hikâye anlatımının gücünden faydalanmak için etkileyici, içten ve kişiselleştirilmiş anlatılar sunun. İster insan dokunuşlu AI tasarımıyla, ister kültürel belleği tetikleyen nostaljik bir marka dönüşümüyle, isterse AR destekli bir alışveriş deneyimiyle olsun, içerik pazarlamanızı görsel açıdan daha otantik, etkileyici ve etkileşimli hale getirin.

Kaynak:https://contentmarketinginstitute.com

Facebook\\\\\\\'ta paylas

Tweetle