Kazanan markalar

Geçtiğimiz kasım ayının ortalarında bir ekonomi dergisinden arayıp “2012’de tüketiciyi yakalayan markalar sizce hangileri?” diye bir soru sormuşlardı. Ben de muhabir arkadaşımızın sorusunu yanıtlamak için oturup bir liste çıkarmaya çalıştım. Doğrusunu isterseniz, bu son derece basit gibi görünen soruyu yanıtlamanın, tahminlerimin ötesinde zor olduğunu ancak oturup düşününce fark ettim.
Evet, pazarlama dünyası çok ama çok hareketli. Aramıza sürekli düşen yenilik, şirinlik ve fırsat bombaları bizi adeta kendimizden geçiriyor, markalara hayran bırakıyor, hatta aşık ediyor…

“Mu” acaba?

Oturup biraz derinlemesine düşününce, bunun pek de böyle olmadığını fark ediyorsunuz. Zira bunu başarabilen markaların sayısı bir elin parmaklarını aşmıyor.

Tabii burada küresel veya ulusal ölçekte hayatımızın içinde olan markalardan söz ediyoruz. Oturup düşündüğünüzde, yerel düzeyde veya herhangi bir niş alanda müşterisini yakalayan, kendine bağlayan, hayranlık uyandıran veya aşık eden markalar bulabilirsiniz. Yani köşedeki pastane, sürekli ziyaret ettiğiniz bir internet sitesi, tatilde gittiğiniz bir otel, hedef kitlesini, her gün mesajlarını gözümüzün içine sokan küresel markalardan çok daha güçlü bir şekilde etkileyebilir. Ama dediğim gibi birlikte tartışabilmek ve sonuçlar çıkartabilmek için herkesin bildiği markalardan söz ediyoruz.

Ben bu listeyi yapmakta zorlanınca ortak bir akla danışma ihtiyacı duydum ve eşin, dostun, okuyucuların fikrini alabilmek için Pazarlama 3.0‘ın Facebook sayfasından (Facebook.com/pazarlama30) açık uçlu, küçük bir soru sordum: “Sizce 2012’nin kazanan markaları hangileridir?”

Bunu merak etmemin nedeni elbette “Yılın markalarını” seçmek istemem değil. Onu pek çok alanda pek çok kuruluş yapıyor zaten. Asıl neden, bana sorulan soruda olduğu gibi “Tüketiciyi yakalayan” markaların hangileri olduğunu tespit edip bunların “Ne yaptıkları” üzerine kafa yormak.

Sorduğum soru için dostlarımız ve okuyucularımız 100’ün üzerinde oy kullandı. Oyların çoğu sıralamanın en tepesindeki birkaç markada yoğunlaştı. Listenin zirvesindeki sıralama, soruyu sorarken yaptığım sıralamayla neredeyse tamamen aynıydı.

Birinci sırada, tartışmasız ve ezici bir şekilde Samsung yer aldı. Zaten şirketin açıkladığı kâr rakamları da bu tercihi doğrular nitelikte. Samsung, tüketici elektroniği pazarının geniş bir yelpazesinde faaliyet gösterse de, bu başarının büyük ölçüde mobil cihazlardan kaynaklandığını tahmin etmek pek güç değil. Bu alanda önceki yılların kazananı Apple, nasıl ki cep telefonlarıyla ilgili beklentiyi değiştirerek bunu başardıysa, Samsung da benzer bir şekilde tüketicinin cep telefonuyla ilgili algı ve beklentisini belirlemeyi önemli ölçüde başardı. Apple’ın mobil işletim sistemine karşı Android’in neredeyse amiral gemisi haline gelen Samsung’un başarısının kaynağı, bence cep telefonuyla tablet arasında yeni segmentler yaratabilmesi ve bunu yaparken de kullanıcı deneyimini sürekli iyileştirebilmesinde yatıyor.

İkinci sırada yer alan marka ise yeni arama motoru Yandex oldu. Google’ın tekeline kafa tutan Rusya merkezli bu arama motoru, Türkiye’de ve dünyanın başka yerlerinde hızlı ve etkili bir yerelleştirme stratejisi izledi. Haritalar, sokak sokak panaromik görüntüleme ve özellikle de mobil trafik uygulamaları, bu arama motorunun kısa sürede tanınmasını ve kullanılır hale gelmesini sağladı.

Listenin üçüncü sırasındaki Apple‘ın durumu diğerlerinden biraz farklı. Zira Apple, o kadar uzun zamandır “Kazananlar” listesinin başında ki, 2012’de belirgin bir şey yapmamış bile olsa, yine de herkes için tüketiciyi yakalayan, “Kazanan” markaların başında geliyor.

Dördüncü sırada Google’ın internet tarayıcısı Chrome geliyor. Chrome’un piyasaya sürüldüğü 2009’dan bu yana en büyük atılımı 2011-2012 döneminde yaptığını görüyoruz. Aralık sonu itibariyle Microsoft’un “kaybeden” tarayıcısı Internet Explorer’ın payı 34.65‘e gerilerken Chrome karşısında sendeleyen Firefox‘un payı yüzde 25 düzeyinden 21.59‘a indi. Chrome ise yüzde 32.68‘le en çok tercih edilen tarayıcı konumuna geldi. Aslında Chrome’u listenin daha alt sıralarında yer alan Google ve Android’le birlikte değerlendirmek gerekiyor. Böyle baktığımızda, Google’ın tüketici deneyimini bütünleştiren birkaç ayrı pazarda nasıl istikrarlı bir şekilde büyüdüğünü daha iyi görebiliyorsunuz.

Listede aslında daha fazla marka var ve herkesin ilgi alanına göre özelleştikçe böyle uzayıp gidebilir de. Ancak 2012’nin kazananları içinde Twitter‘ı saymadan geçmek olmaz. Özellikle son iki yıl içinde gazeteciler, yazarlar, sanatçılar, söyleyecek sözü olanların hepsi nedeneyse Twitter adlı “küresel yayının” birer gönüllü çalışanı haline geldi, gelmeye de devam ediyor. Twitter’ın bu kadar sevilmesi ise ayrı bir yazı, hatta kitap konusu.

Facebook sayfamızdan listedeki diğer markalara da bir göz atabilirsiniz. Size de kendi kişisel listenizi yapıp üzerinde biraz düşünmenizi öneririm. Kendi ürününüz ve hizmetiniz için mutlaka ders çıkartacağınız bir alıştırma olacaktır.

Facebook\\\\\\\'ta paylas

Tweetle