Kitleniz ve topluluğunuz aynı şey değildir. Neden ikisine de ihtiyacınız var ?



Yazar: Shira Feuer
Çeviren: Damla Kılıç

Tüketiciler pratik bilgilere ihtiyaç duyarken, bir topluluğun gücü özerkliğindedir.

Bir tüketici markası oluştururken hem kitle erişimi hem de topluluk derinliği kritik öneme sahiptir ancak çoğu zaman aynı şey olarak karıştırılırlar.

Kitlenizle iletişim kurmak bire çok ilişkiyi tanımlar. Öncelikle doğası gereği yayınlanır. Sosyal medya kullanıcıları yorum yapabilirken, kitlenizin çoğunluğu için deneyim bilgi tüketimidir. Geniş, alıcı bir izleyici kitlesine sahip olmanın çok büyük bir değeri vardır ve onların deneyimlerini oluşturmak kesinlikle önemlidir. Bu söyleyecek bir şeyiniz olduğunda dinleyecek insanların olacağı anlamına gelir.

Gerçekten ilgili bir kitleyi çekmek ve elde tutmak için içerik eğlendirmeli, ilgilendirmeli, ilham vermeli veya eğitmelidir. Hiç kimse sürekli satıldığını hissetmekten hoşlanmaz. Bu işlevsel bilgileri paylaşamayacağınız anlamına gelmez ama satış konuşmasının ötesine geçen şekilde hayata geçirilmesi gerekir. Bir markanın izleyicileriyle paylaşabileceği diğer ilgili ve ilişkilendirilebilir konuları bularak her iletişim saf bir satış mesajı olmadan dikkatlerini çekebilir.

Ancak bu kitle ne kadar önemli olursa olsun bu bir topluluk değil. Topluluklar, ister küçük bir kasabada bir mahalle, ister ortak bir dini inanç, ister ortak bir profesyonel beceri veya bir futbol takımına duyulan ortak sevgi olsun, ortak ilgi alanları veya değerler üzerinden birbirine bağlanır. Büyük bir izleyici kitlesinin aksine, bir topluluğun üyeleri birbirleriyle etkileşime girer. Topluluk, çoktan çoğa bir ilişkiyi, bir marka söz konusu olduğunda, o markaya ve onun temsil ettiği şeye yönelik ortak bir tutkuyla bağlanan bağlantılı bir grubu temsil eder. Bu topluluklar genellikle başka ortak ilgi alanlarına sahip olduklarını keşfederler ve bağlantılarını başlangıçta onları birleştiren tek konunun ötesinde derinleştirirler.

Gerçek bir marka topluluğu oluşturmanın önemi gerçekten hafife alınamaz. Toplulukların doğal bir yönde büyümeleri için özerklik verildiğinde en iyi durumda olduklarına kesinlikle inanmakla birlikte topluluğunuzu şekillenmeye ve gelişmeye teşvik etmek için yapabileceğiniz bazı şeyler var.

İki yönlü görüşmeleri kolaylaştıran bir platform kullanın

Topluluk geliştirme söz konusu olduğunda tüm platformlar eşit yaratılmamıştır. TikTok veya Instagram gibi bazı platformlar hâlâ oldukça izleyici odaklıdır ve kitlelerinin öncelikle görüntülemesi, beğenmesi, paylaşması veya (şansları varsa) yorum yapması için içerik sunan markalarla bire çok ilişkiyi teşvik eder. Bu platformlar önemlidir ve gördüğünüz katılım, farkındalık ve satış üzerinde ‘’gerçek bir etkiye’’ sahip olabilir fakat bunlar insanları birbirleriyle etkileşim kurma konusunda doğal olarak güçlendirmez.

Öte yandan, Facebook Grupları veya Google Grupları gibi platformlar çoktan çoğa etkileşimleri kolaylaştırmak için tasarlanmıştır ve insanları başkalarının gönderileriyle etkileşime geçmeye ve ‘‘kendi içeriklerini paylaşmaya’’ teşvik eder. Bu tür topluluğa harika bir örnek, Starbucks’ın sonbaharı kutlayan bir topluluk olan Leaf Rakers Society ve tüm yıl boyunca ikonik Pumpkin Spice Latte’dir.

WhatsApp veya Slack de çalışabilir fakat topluluklar çok büyüyünce zorlayıcı hale gelirler: Yorumlar kolayca kaybolur ve konuşmaları takip etmek zor olabilir. Bazı markalar, uygulamalarda veya web sitelerinde kendi forumlarını oluşturarak topluluklarını kendi bünyelerine taşımayı tercih eder ve yine de bu kullanıcıların halihazırda etkileşimde bulundukları platformların ötesinde, doğal kullanıcı davranışlarından yararlanmak yerine alışılmışın dışına çıkarak yeni davranışlar için bir beklenti gerektirir.

İnsanların zaten günlük olarak kullandıkları platformlardan yararlanmak çok daha kolay. Ancak harika bir istisna, hayranların fikirlerini kendi platformu aracılığıyla göndererek LEGO Hayran Tasarımcıları olmalarını sağlayan ‘‘LEGO Ideas’’ ‘tır. Topluluğun en çok ilgisini çeken fikirler hayata geçirilebilir, üretilebilir ve satılabilir.

Bir topluluk oluşturmak için tek bir yer yoktur. Müşteri demografiniz, topluluğunuzun şimdiki ve gelecekteki boyutu ve markanız hakkında halihazırda en çok gevezeliği nerede gördüğünüz gibi şeyleri göz önünde bulundurmalısınız. Topluluğumuz, üyelerin büyük miktarda organik içerik oluşturup paylaştığı çeşitli Facebook Gruplarında faaliyet gösteriyor ve sihrin gerçekleştiğini gördüğümüz yer burası: İnsanlar kişisel hikayelerini paylaşıyor, ipuçları, tavsiyeler ve iltifatlarla birbirlerini destekliyor ve cesaretlendiriyor. Ürünlerimizi tanıtıyorlar (bizim yapabileceğimizden çok daha iyi) ama aynı zamanda en iyi deneyimi yaşamadıkları durumlarda bile sorular sorup dürüst cevaplar paylaşıyorlar. Bu dürüstlüğü teşvik ediyoruz çünkü güvenilirlik yaratıyor; insanlar okuduklarına güvenebileceklerini biliyorlar.

Ölçeklendirmesi zor anlara yatırım yapın

Markanızı oluşturmak için yaptığınız her şey ölçeklenebilir olmak zorunda değildir. İnsanların duyulduğunu ve özel olduğunu hissettiren anlar yaratmak için her yerde fırsatlar var. Bu paylaşmak için zaman ayırdıkları her yoruma kısa bir notla bile olsa yanıt vererek, insanlara bağlılıklarını takdir ettiğinizi ve önemsediğinizi gösteren küçük bir hareket veya daha büyük bir şey olabilir: birkaç kişiyi evinize misafir olmaya davet etmek. Bir sonraki ürün lansmanı veya yeni bir ürün için fikirlere katkıda bulunma şansı sunmak.

Bunlar ölçeklendirilmesi zor anlardır fakat markanız hakkında çok şey söylerler ve müşteri ilişkisini sadece bir al-sat işleminin ötesine taşıyan ortak deneyimler yaratırlar. Alışılmışın dışında düşünün ve bu küçük anların deneyimler yarattığını ve “bağlılığı yaratanın deneyimler olduğunu” aklınızdan çıkarmayın ve bunun sadece müşterilerimizi değil, çalışanlarımızı da motive eden bir şey olduğunu gördük.

Genellikle geleneksel pazarlama ölçütleriyle ölçülmesi en zor olan marka faaliyetleri, en uzun vadeli etkiye sahip olanlardır.

Elçilerinizi güçlendirin

Topluluğunuzu harekete geçirdikten sonra, size müşterilerinizin sesine doğrudan ulaşabilecek marka elçileri belirleyin. Anketler, tartışmalar, odak grupları ve kişisel görüşmeler yoluyla onlarla düzenli olarak etkileşim kurun ve fikirlerine değer verildiğini ve iş üzerinde gerçek etkiye sahip olduğunu bilmelerini sağlayın.

Trinny London’ın dünya genelinde yılda birkaç kez yerel buluşmalar düzenleyen ve bölge sözcüsü olarak hareket eden, geri bildirimleri, istekleri ve dilek listelerini derleyip aktaran büyükelçileri vardır. Elçilerimiz destekleyicidir ancak iyileştirme fırsatlarına ilişkin dürüst görüşlerini paylaşmaktan çekinmezler. Bu tür filtrelenmemiş müşteri içgörüsü paha biçilmezdir.

Yalnız bırakın

Ancak tüm bunlarla birlikte size önemli bir noktayı hatırlatıyorum: Bir topluluğun gücü özerkliğindedir. Gündemi olan bir satış ekibi tarafından yönlendirilmemelidir.

Büyümeleri için alan verilen topluluklar markaya daha fazla güvenir, bu nedenle paylaşılan içgörüler daha özgün ve dolayısıyla daha yararlı hale gelir. Bu tür açık bir ortamda, bir topluluk yalnızca marka tartışması için bir alan değil, aynı zamanda kurulacak kişisel bağlantılar ve dostluklar ve markanın ötesindeki fırsatların keşfedilmesi için de bir alan haline gelir.

Gelişen ve bağlı bir topluluk, büyümeye giden en verimli yollardan biri olmaya devam ediyor. Ağızdan ağza bilgi ve bilgi paylaşımı yoluyla, topluluğunuz size çok az veya hiç maliyet getirmeden markayı keşfetmeleri için getirilen yeni üyelerle kendi kendini besleyecektir. 2023’te markanız için bir topluluk geliştirmek ve beslemek için en alakalı müşteri motivasyonlarını bulabilirseniz, gelişimini izlerken markanız için büyük olasılıklar ve faydalar keşfedeceksiniz.

 

Kaynak :www.adweek.com

RSS abonesi olun
Etkinliklerimizden haberdar olun
YouTube kanalımıza abone olun
Pinterest\\\
fb-share-icon
LinkedIn\\\
Share
Instagram\\\
Bizi Telegram kanalımızdan izleyin