Pazarlamanın amacı başlangıçtan bu yana fazla değişmese de, uygulanma şekli sürekli olarak değişmiştir.
Temel olarak pazarlamacılar, hedef kitlelerini kendi ürün ve hizmetlerinin dikkate değer olduğuna ikna etmek isterler. Profesyonellerin bunu yapma şekli, yıllar içinde dramatik olarak değişmiştir.
Bundan 30 yıl önce, tüketicilere yerel gazeteler ve fiziksel posta yoluyla ulaşmış olabilirdiniz. Peki şimdi? Spotify ve TikTok’a bakıyor olabilirsiniz.
Pazarlama işindeki mevcut trendlerin neler olduğunu ve profesyonellerin hangi becerileri geliştirmesi gerektiğini öğrenmek için, telifsiz müzikler sağlayan bir müzik teknolojisi şirketi olan Epidemic Sound’un CEO’su ve kurucu ortağı Oscar Höglund ile konuştum.
Kişiselleştirmenin önemi artacak
Öncelikle Höglund, kişiselleştirmenin, özellikle de “görsel ve müzik kullanımı” konusunda önümüzdeki yıllarda daha da önemli hale geleceğini söyledi.
Höglund, “Tarihsel olarak, pazarlamacılar kitlelere hitap etmeye çalıştılar,” dedi, ancak bu durum, değişmek üzere.
Buna örnek olarak, bana Super Bowl hakkında bir hikaye anlattı. Önceden, böyle bir etkinlik için uygulanan strateji, milyonlarca insana ulaşmak için tasarlanmış tek bir reklam oluşturmak ve bu reklamın iyi etki bırakmasını ummaktı.
Kişiselleştirme, bunu değiştirecek. Höglund, doğru teknoloji ve yaklaşımla birlikte, “farklı hedef grupların ilgisini çekecek hiper alakalı içerik” oluşturabileceğini söyledi.
Bir Super Bowl reklamı, 40 farklı içerik parçası haline gelebilir, içindeki müziğin yerini, çeşitli hedef gruplara hitap eden farklı türlerdeki birçok şarkı alabilir.
Höglund, “Ürün ve temel mesaj aynı kalsa da, şirketlerin müşterilere hitap etmek için, daha fazla kişiselleştirilmiş içerik oluşturması gerekecek.” dedi.
Eğer pazarlama daha fazla kişiselleştirme merkezli olacak şekilde gelişecekse, bu alandaki profesyonellerin de değişmesi gerekecek. Höglund’a, sektördeki insanların on yıl içinde hangi becerilere ihtiyaç duyacağını sordum.
“Gelecekte, pazarlamacıların müşteri ihtiyaçlarını sürekli olarak analiz etmesi gerekecek” dedi. “İnsanların kimliğinin farklı bölümlerinin haritasını çıkarmaları ve bunlara hitap etmeleri gerekiyor.”
Bunu genişleten Höglund, verileri analiz etme ve her bireyin tercihlerini öğrenme kombinasyonunun, pazarlamacıların insanlara daha önce hiç düşünmedikleri şeyleri önererek mükemmel önerilerde bulunmalarına yardımcı olabileceğine inanıyor. Başka bir deyişle, onları neredeyse kendilerini tanıdıklarından daha iyi tanımak.
Matematikçiden antropologa
Nihayetinde Höglund, pazarlamanın geleceğinin “gerçekten insanları anlamaktan geçtiğini” düşünüyor. Bilgisayarlar gelişecek ve analizin yükünü üstlenecek, yani pazarlamacılar insanlara daha yakın olmak zorunda kalacak.
Höglund’un deyişiyle, “Gelecekte, pazarlamacılar matematikçi olmaktan antropolog haline gelecek.”
Kaynak: thenextweb.com
Görsel: Melanie Deziel, storyfuel, https://unsplash.com/photos/U33fHryBYBU